4 hafta sonu; 8 gün; 184 saat…
18 farklı insan; 18 beden; 18 zihin; 18 farklı ruh…
Neler kattı, neler öğretti? Herkese tek tek sorsam, muhtemelen 18 farklı cevap alırım.
Ben evriliyorum, değişiyorum ve gelişiyorum. 1 aydır görmediğim arkadaşlarımı gördüğümde, muhtemelen çok fazla şey tikleyeceklerdir 2 resmim arasındaki farklar arasından. Ancak bana sorarsanız, sanki hep böyleydim gibi, olmam gerekenim gibi. Dışarıdan zamanın hızla aktığını düşünenler için 2 resim arasındaki fark fazla hızlı, belki hırslı ya da coşkun görünebilir. Benim zaman boyutumdaysa yavaş yavaş ve derinlemesine oluyor her ne oluyorsa. Çünkü her an kutsal, her an değerli, her an birbirinden farklı. Ve eğer gözünüzü biraz daha açarsanız siz de göreceksiniz aslında zaman ne kadar yoğun akıyor, ne dolu. Böyleyken gördüklerinden etkilenmemek, fark ettiklerinden evrilmemek kaçınılmaz. Gözünü açınca hepsi oluyor. Sadece gözünü aç!
Yoga kendim için değil, yoga enerji alanıma giren herkes ve her şey için girdiğim bir yolmuş bunu öğreniyorum. Öğrencilik bu eğitim süresince değil, yaşam boyuymuş bunu anlıyorum. Her gevşemede toprağa, bitkiye dönüşüyorum, bir tohumum, yeşeriyorum her nefeste. Çünkü nefes hayat, nefes yaşam enerjisi. İçime içime, derinlere ilerleyen bu enerjiyle, yapamam sandıklarımı yapıyorum. Engelleri yıkıyorum, ayakta duruyorum ve bütünleşiyorum. Her poz farklı bir mücadele, her defasında yeni bir farkındalık ve ilerleme. İlerliyorum, nefes alıyorum, saçılıyorum.
Pozlar sadece bir gösteri, belki bir kanıt; her şeyin mümkün olduğuna. İnsan denen varlığın sınırsız güçlerinin olabileceğine, varlığın sınırsızlığına.
Bilenler bilir, yaklaşık 1 yıl öncesine kadar baş duruşunu denemeye bile kalkışmayan bir Gonca vardı. Pek çok kişi tıpkı benim gibi ilk derslerinde benzer tepkileri gösteriyor. Benim için o kadar imkansızdı ki; aylarca derse girip 1 kez bile denemedim. Ama işte ‘büyü’ burda; zihin-beden senkronize çalışıyor. Zihnim hazır değildi, bedenimde de tezahür etmiyordu. Bir süre önce üzerinde çalışmaya, kafa yormaya başlamıştım. Büyü burda dedim ya; bir pozda zorlandığınızda bunun bilinçaltınızda bir engele takıldığını söylemek mümkün. Kendimi araştırdım ve sonuç:)
Bu harika videoyu, haberim olmadan katılarak güzelleştiren sevgili hocam Hamsa’ya kocaman bir OM!
Ve bu kelimelerin dökülmesine neden olan, iyi ki yapmışım dediğim eğitimde gelinen nokta; 4 hafta sonluk sınıf içi eğitimin bitişi ve inzivaya kadar stajyer hocalık sürecimizin başlaması… Bu günlük burada kapanmıyor. Her ne kadar buluşmasak da ben zaman zaman yazmayı sürdüreceğim; çünkü kendi serüvenim daha yeni başlıyor. Hele bir de Saklıkent inzivasından sonra kim bilir neler olur, merak etmez misiniz? 🙂
Son hafta güneşin verdiği enerjiyle ağaçlara tırmanıp, akrobasi yapan ve yorgun düşüp uyuklayan ekibin fotoğrafları:

Yemek hazırlıkları, saat 10.00

Yemek Sonrası -Fotoğraf, Şafak Metekoğlu

Ben uyumuyor, kiraz ağaçlarına tırmanıyorum tabi ki:)

Biraz acro yoga?

Daha fazlası?

Birbirimizin hocasıyız

Balaban Köyü

Fotoğrafta olmayan kurbağalarla bütünleşen kalpler

Veda etmeden olmaz:)
Bu noktaya kadar her Cuma erken çıkmak için iznini istediğim sevgili yöneticime, görüşemediğimiz için bana kırılmayan ailem ve arkadaşlarıma, her birinin tek tek katkılarını gördüğüm yeni dostlarım; sevgili grububhailerime, muhteşem yemekleri için Gayatri’ye, destekleri için Damla ve İlçen’e teşekkürlerimi sunuyorum. Ve elbette sabrı ve özverisi için sevgili hocam Hamsa’ya en büyük teşekkkürü borçluyum. Tabi okuyup beni sevindirenlere de! Günlük burada bir es veriyor.
Eski yazılarım için: http://www.dunyakacbucak.com/yoga-gunlugu-iii-derinlesiyoruz/
Hara Yoga için: http://www.harayogakendra.com/