Ekim’den bu yana bana ev olan Sivananda Ashram Yoga Farm’da deneyimlediklerimi yazıya dökmeye devam ediyorum. İlkinde Karma ile açmıştık kapıyı. Fakat Karma neydi ki? Karma, düşündüğümüz her şey ya da yaptığımız her eylemin sonuçlarının, bizi bu yaşamımızda ya da sonraki yaşamımızda etkileyeceğini söyleyen bir yasa. Bu yasadan hareketle yaşadığımız her şeyi mıknatıs gibi hayatımıza çekiyoruz. Buraya gelişim çok duru bir zihinle verdiğim bir kararla oldu. Beni buraya getiren nedenler ise sadece beni buraya yönlendirmek için varlardı sanki. Bunu şimdilerde fark ediyorum. Çünkü kararımı verdikten ve yola çıktıktan sonra yok oldular. Ve şimdi buradayım, sadece ben…
Çıkış noktası hep ‘Ben Kimim?’ sorusu olmuştur. Bu soruya cevap bulmak için yollara düşersiniz, kapılar çalarsınız, gözünüze bakıp sizi anlayacak, yol gösterecek rehberler ararsınız…. Aslında ararken görmezsiniz, cevap her şeyden daha yakındadır, sizde! Bu bilgiye, öğretinin rehberliğine, doğanın harmonisine rağmen defalarca sordum bu soruyu tekrar tekrar; ‘Ben ne yapıyorum burada? Kimim ben?’.

Siva Temple
Eğitmenlik Eğitimi (TTC)’nden sonra burada personel olarak hizmet edecek olmak çok heyecan vericiydi. Kademe atlamış olmak, öğrencilikten öğretmenliğe terfi (tabi ki hiçbir zaman öğrenciliği bırakmak yok bu yolda, bu yol zaten öğrenmenin yolu)… Huzur vereceğini düşündüğünüz bir habitatta yaşıyor olmak, ağaçlar, börtü böcek… Realite öyle değil.

Goletten
Zannediyorsunuz ki çimlerde yayılınca her şey toz pembe olacak ya da herkesin sorumluluk üstlendiği kar amacı gütmeyen gönüllü bir organizasyonun parçası olan insanlar size huzur verecek… Bunlar hep beklenti. Ve plan yapmak, beklenti içinde olmak yalnızca tanrıyı güldürecek bir şey. Karma öyle çalışmıyor. Özellikle burnunuzun dibine getiriyor neyden çekiniyorsanız ya da hangi duyguyla mücadele içindeyseniz… Duygular yüzeydeyken anlaması zor ama ne zaman ki kendinizi sıyırıp sanki başkası deneyimliyormuşcasına şahitseniz, o zaman idrak ediyorsunuz.

Nerdeyim?
Yoga yüzleşmenin ikinci adı zaten. Gözünüzü kapattığınız an, meditasyon başlıyor, tamamen yalnızsınız, kendinizle yüzleşiyorsunuz. Ve ashramlar da yüzleşmenin adresi… Buraya gelirken böyle olacağını bilmiyordum elbet. Biraz biliyordum ama sanıyordum ki benim yöneticimde bir problem var ya da sabah saatlerinde metrobüste karşılaştığım insanlar çok agresif ya da aha kesinlikle amcamın kızının benle bir derdi var… Ashrama gelince insanlarla problem yaşamayacağım sanıyordum. Problem de yaşamıyorum zira, metrobüsteki amcayla da yaşamıyordum ama beni rahatsız eden şeyler olmuştu, içseldi. Şimdi farklı mı? İnsanlar şekil değiştirir, olaylar farklılaşır ancak hisler baki. Ne zamana kadar? Fark edene kadar!

Durga Temple

Durga Temple II

Peace Labyrinth

Ashram sakinleri Swami Sitaramananda’yı Vietnam’a uğurlarken

Swami Vishnudevananda’nin Evi

Yuba River

Yuba River II
Özetle günler kolay geçmiyor burada, ama aynı zamanda da her gün gelişim göstermek, kendini deneyimlemek… Muazzam!

Günümü güzelleştirenler
Yazmaya devam edeceğim. Çünkü arayış başladığında, süreç hızlanıyor ve akla aykırı şeyler oluverebiliyor. Yazacak çok şey var. Hala buradayım, 3. ayımı doldururken dökülüyor kelimeler kaleme (?) (klavyeye).

Günbatımı